17 Şubat 2013 Pazar

Cumhuriyet Gazetesi

2001 yılıydı sanırım elime ilk Cumhuriyet gazetesini alışım. Yaşım 19'du o zaman. Tabii daha önce okumadığım için bir hayli ağır bir gazete gibi gelmişti. Gazetenin iç sayfalarında gezindikten sonra tamamıyla okuyabildiğim tek yazı Attila İlhan'ın arka sayfadaki yazısıydı. Daha sonraki günlerde de Atilla İlhan'ı okumaya devam ettim. Attila İlhan Mustafa Kemal ve Cumhuriyet'in ilk dönemleri hakkında yazarken, daha önce bilmediğim şeyler olduğunu farkettim ve bu beni daha fazla bağladı Gazete'ye.


Hergün okuya okuya bir süre sonra diğer yazarların yazılarıyla tanışmaya başladım. Mümtaz Soysal, Ümit Zileli, Mustafa Balbay, Cüneyt Arcayürek, Emre Kongar, Ali Sirmen gibi sadece bilgileriyle Gazete'yi var eden insanları da öğrenmiş oldum, Attila İlhan sayesinde. Ve tabi İlhan Selçuk'u da.

Bir kaç yıl önce askerlik görevimi doğu'da yaparken İlhan Selçuk'un ölüm haberini duydum haberlerde. Üzüldüm mü, her okuru kadar! Askerlik görevi bitene kadar daha başka bir haberde duymadım Cumhuriyet ile ilgili. Terhis olduktan sonra öğrendim ki Gazete'nin başına İbrahim Yıldız ile Hikmet Çetinkaya geçmiş. İlk önce sevindim, İlhan Selçuk'un zamanında (Hasan Cemal olayında) Vakıf kurarak çizgisini devam ettirdiği Cumhuriyet devam ediyor diye.

Bu sabah Odatv'nin haberlerine bakarken Cumhuriyet Gazetesi ile ilgili yazı vardı. İlhan Selçuk'un şoförü, manevi oğlu olarak gördüğü kişi Cumhuriyet Gazete'si tarafından işten çıkarılmış. Bu da tabi haber konusu olmuş. Cumhuriyet'in kötü durumda olduğunu belirtenler de var, herhangi bir değişiklik olmadığını belirtenler de. Hatta bu tür sorunların Gazete satış fiyatının en yüksek fiyatta (Türkiye'de) olmasında gören de. Yorumlardan çıkan sonuç böyleydi.

Ne olacak dersiniz Cumhuriyet Gazetesi'nin durumu. Eğer Hikmet Çetinkaya ve İbrahim Yıldız devam ederlerse; hiç iyi şeyler olmayacak. Hasan Cemal olayına dönecek.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.