Sultan Mehmet ve İstanbul'un fethi filmi. Daha önce sinema üzerine fazla deneyimi olmayan Faruk Aksoy tarafından çekilen bir film. Sultan Mehmet rolünün haricinde ki diğer karakterlerin oturmadığını herkes söyleyebilir. Sanırım bu film de oynamak istemeyenlerden dolayı böyle bir oyuncu kadrosu kuruldu.
Fetih 1453 filmi bir tarih filmi. Bir tarihi anlatıyor. Batı sinemasında ki gibi bazı klişeler mevcut film içerisinde. Fantastik öğeler barındırması, aşk efektler gibi. Film üzerine bir çok eleştiri okuyabilirsiniz. Eleştirilerin %90'ı olmamış bir film, komedi filmi gibi, Malkoçoğlu bundan daha iyiydi ve Kahpe Bizans'tan bile daha komik değil gibi. Ancak yapılan eleştiriler filmin niteliğini değiştirmiyor. Film bir tarih filmi. Nesnel bakış açısıyla çekilecek bir film de değil. Öyle olursa belgesel olur. Ki batılılar tarafından bir çok belgeselin de nesnel olarak anlatıldığını söyleyemeyiz. Tarafların bir şekilde tarafların davranışlarını göstermek zorundasın. Nasıl batılılar Türkleri gösterirken barbar, yağmacı olarak gösteriyorsa(bakınız Attila), bu filmde de karşı taraf olan Bizanslılar belli davranış kalıplarında gösteriliyor. Normaldir.
Yapılan eleştirilerden (kendilerine absürd gelen) bu Bizanslılar niye Türkçe konuşuyorlar, niye Rumca konuşmuyorlar ki? sorusu Cennet'in Krallığı filminde Selahaddin'in İngilizce konuşuyor olmasının karşısında ki soruyla aynıdır. Cennet'in Krallığı filmini çeken Batılılar acaba sormuşlar mı bu Selahaddin niye İngilizce konuşuyor ki diye. Ya da Troya filmindeki her iki toplumunda. 3000 sene önce İngilizce mi vardı. Saçma bir eleştiri.
Diğer bir eleştiri de Uubatlı Hasan'ın aşk macerası. Aynı kategorilerden örnek göstereceğimiz Troya, Cennet'in Krallığı, Kral Arthur gibi tarihi filmlerde ki aşk konuları. Film; sonu zaten bilinen birşey, elbette ki ana konunun yanında ek konular olacak. Cennet'in Krallığı filminde İtalya kahraman'ın Kudüs prensesiyle şehiri güzelleştirmeye çalışarak evcilik oynamasını ne yapacağız peki.
Dikkate değer bulduğum bir başka eleştiri. Tarkovski, Eisenstein bu filmi izleseydi ne düşünürdü. Acaba filmi izleyen 6 milyon küsür kişiden kaç kişi bunları tanıyor. Üniversiteler de ders olarak okutulan Eisentein filmlerini kaç kişi biliyor. Entellektüel birikimin varolabilir ama gidipte rastgele bir filmi bu tarz yönetmenlerle boy ölçtürmek komik. İyi ki Steven Spielberg filmleriyle kıyaslanmıyor ya da Godard'ın filmleriyle.
Batı sineması sadece 10 15 kişiden oluşan yönetmenlerle varolmuyor. İzleyebileceğiniz o kadar çok saçma filmler var ki tarihsel filmler yada bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi. Fetih 1453 gibi sonunu bile getirmeden filmi kapatıyorsunuz. Aslında eleştirilerin altında yatan bir eziklik var. Batı (Avrupa, Abd) bunu yapabiliyor da biz niye yapamıyoruz ezikliği. Bizim neyimiz eksik onlardan. Aynı eziklik filmi yapanlarda da var. Niye o gereksiz efektler kullanılmış. Efekt olmadan tarih filmi çekilmiyor mu. Sinema tarihini öğren, oyunculukları oturt, efektlere vereceğin bilmem ne kadar milyon dolarla oyuncu getirt gerekiyorsa dışarıdan. E sen Hollywood tarzı filmlerle yarışayım dersen, onları izleyenler tarafından da absürd bir şekilde eleştirilirsin.
Kendi açımdan film tarihi bir film olmuş. Filmin konusu gerçekliğe uygun. Ancak oyunculuklar Sultan Mehmet rolü hariç olmamış. Efektler gereksiz. Filmin geçtiği yılların atmosferi oluşturulmuş. Ve son olarak kostümler. Batı filmlerindekilerden daha iyi gözüküyordu denebilir. Filmi izleyin ama sinemayı bilen birine izlettirmeyin. Eleştirenler gibi gülebilirler. Film Batıvari (amerikanvari, avrupavari) olmuş. Hiç gereği yokken.
Selametle.
16 Nisan 2014 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İtalya
Akp
Bilim Kurgu
Ece Temelkuran
Kürtçe
Deniz Feneri
Nostradamus ve Türkiye'nin Geleceği
İtalyan Yemekleri
İtalyanlar
'Ben Atatürkçü Değilim' Murat Menteş
15 Şubat Yaklaşırken
21 Mart Nevros
22 Nisan
A. Snurov kimdir ?
Abdullah Öcalan
Akil Adamlar
Ali Rıza Demircan
Ana Dilde Savunma Hakkı
Arabesk
Aydınlık'ta iki isim değişti
Aylin Tekiner ve Heykel
Belge yayınları
Birsen Tezer ve yeni dönem pop şarkıları
Bulut Atlası
Bülent Arınç
Caner Taslaman
Cemaat
Cemіl İрekçi
Cumhuriyet Gazetesi
Cеm Mumcu
DSIP ve Marksist.org'un Emperyalizm ile İmtihanı
Doğru Namaz'ın yolu Doğru Seks'ten geçer
Ece Temelkuran ve Pizza
Elest Yayınevi
Elif Çakır
Elif Şafak
Ermeni Soykırımı
Esra Elönü Nedir
Ferec Kürtçe Heavy Metal
Filistin
Filistin 194. Ülke
Hanifi Kayıkçı
Hobbit ve Felsefe
J. J. Abrams
Jared Diamond
Kamil Sönmez
Kokain
Korku Filmleri
Madonna
Makarna
Mehmet Ali Birand
Milliyetçilik
Napoli
Nihal Bengisu
Pelin Batu
Pink Floyd
Pizza
Pkk
Progressive rock
Ragıp Zarakolu
Rock
Roger Waters
Satanist
Selahaddin Eyyubi
Selis Yayınları
Sessiz Tepe
Sibel Üresin
Sivas Katlliamı
Star Trek
Sucuk
Sırrı Sakık
Taciz
Taciz ve Tecavüz
Tecavüz
Tüfek Mikrop ve Çelik
Türkiye'de Progressive Rock
İbo Mahir ve Deniz
İbrahim Kaypakkaya Kimdi
İlhan İrem Vardı Noldu O'na
İngiltere ‘Kürt Soykırımı’nı tanıdı
İsrail
İtalyan Kahvesi
İtalyanca
İtalyanlar 1. Bölüm
İtalyanları Türklere Bakışı

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.